Kayıtlar

Mayıs, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Örtünme Kıssası

Anlatılacak olan kıssa, tesettürü yerine getirmeyen bütün kızların iyice düşünmeleri gereken bir kıssadır. İnşaallah bu onların da tesettüre girmelerine bir vesile olur. Bu kıssa gerçekten bütün kızlar için önemlidir: Bu kıssa, yaşadığı zorluklar neticesinde tesettüre girmiş olan kızlardan birinin başına gelmiş olan gerçek bir olaydır ve mü’minlerin annelerine benzemek demek olan bu şerefli örtünmeye henüz girmemiş olan bütün kızlar için bir öğüt içermektedir. Kıssanın kahramanı olan kız, bu günlerdeki diğer kızlar gibi, hayatı gezip eğlenmekten ibaret gören, herhangi bir sorumluluk taşımayan, namaz kılmayan, dininin emirlerini yerine getirmeyen bir görüntüdeydi. Ölümü asla düşünmezdi. Hayatın hep lezzetlerle ve şehvetlerle devam edeceğini sanıyordu. Bu kız da modaya uyarak dar ve bedenini belli eden ince elbiseler giyiyor, kendisini görenlerin arasında geziyordu. Bununla beraber kalbini yokladığında mutlu olmadığını hissediyordu. Bu yaptıklarıyla mutlu olacağını sanıyordu. Lakin

Hamam, Sahil ve Spor Salonlarında Tesettür

Aişe radıyallahu anha’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: “Hamamlar ümmetimin kadınlarına haramdır” [1] buyurmuştur. Şam’lıların kadınları Aişe radıyallahu anha’nın yanına girince, Aişe radıyallahu anha onlara şöyle demiştir: “Siz kadınları hamamlara giden kimselerin bölgesinden misiniz? Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Herhangi bir kadın elbisesini kocasının evinden başka yerde çıkarırsa Allah ile kendisi arasındaki perdeyi parçalamış olur.” [2] Saib rahimehullah anlatıyor: “Bazı kadınlar Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in eşi Ummu Seleme radıyallahu anha’nın yanına girdiler. Onlara: “Sizler kimlersiniz?” diye sordu. Dediler ki: “Humus’luyuz.” Umm Seleme radıyallahu anha: “Şu hamamları olan yerin halkı mısınız?” dedi. Onlar: “Bir sakıncası mı var?” dediler. Umm Seleme radıyallahu anha da dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Herhangi bir kadın, elbisesini evi dışında çıkarırsa, Allah

Müslüman Olmayan Kadınların Yanında Örtünmek

Kays b. El-Haris dedi ki: “Ömer b. El-Hattab radiyallahu anh, Ebu Ubeyde b. El-Cerrah radiyallahu anh’e şöyle yazdı: “Bana ulaştığına göre müslümanların veya Muhacirlerin kadınları Ehl-i Kitabın kadınlarıyla beraber hamamlara giriyorlarmış. Onları sakındır ve bundan yasakla.” Diğer rivayette şu ziyade vardır: “Çünkü Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş bir kadının, kendi dininden olmayan kadına avretini göstermesi helal değildir.” Bunun üzerine Ebu Ubeyde radiyallahu anh öfkelenerek söylendi. Kendisi öfkeli ve çirkin konuşan biri değildi. Dedi ki: “Hangi kadın hastalık veya geçerli bir sebep olmadan sırf yüzünü ağartmak için hamama girerse yüzlerin ağardığı günde Allah onun yüzünü karartsın.” [1] [1] Sahih. Abdurrazzak (1/295) İbn Kesir el-Adab ve’l-Ahkâm (s.28) Beyhaki (7/95)

Kadının Kadına Karşı Avreti

Kadının, kadınlar karşısındaki avreti, kadının mahremlerine karşı olan avreti gibidir. Kadının, aynı zamanda abdest azaları olan ziynet yerlerini kendi cinsinden olan kadınlara göstermesi caizdir. Kadınların arasında olduğu gerekçesiyle kadının örtüsünü açması ise caiz değildir. Allah’ın dininde bunun yeri yoktur. Kadının kadına karşı avretinin, erkeğin erkeğe karşı avreti gibi olduğu, yani diz ile göbek arası olduğu görüşü doğru değildir. Buna delalet eden sahih veya zayıf bir delil söz konusu değildir. Bu görüşün ilimden ve delilden kokusu dahi yoktur. Bilakis Kitap ve Sünnet nasları, kadının kadınlara karşı avretinin; kadının mahremlerine karşı avretiyle aynı olduğunu göstermektedir. Bunu destekleyen şeylerden birisi de cariyenin avret bakımından hürün avretinin yarısı kadar olmasıdır. Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz hizmetçisi olan kölesini veya işçisini evlendirdiği zaman göbek ile diz arasına bakmasın.” [1]

8) Örtü ile İnsanlar Arasında Meşhur Olmak Kastedilmemeli, Şöhret Elbisesi Olmamalıdır

İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim dünyada şöhret için elbise giyerse Allah ona kıyamet gününde zillet elbisesi giydirir sonra ateşte tutuşturulur.” [1] Ebu Umame radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sade giyinmek imandandır.” [2] Bu şartların ayrıntılı tahkiki ve daha fazla açıklamalar için Sahih Tesettür adlı kitabıma müracaat edebilirsin. Geçen bu şartları gözetmek suretiyle teberrücden sakınmalısın. Böylece bugün örtülü olduğu zannedilen ama hakikatte tesettürle hiçbir alakası olmayan giyim şekillerinin durumunu da anlarsın. Maalesef bugün günahlar, ismi değiştirilerek işlenmekte, teberrüce (açılıp saçılmaya) tesettür denilmekte, isyanın kendisi itaat zannedilmektedir! Bu sayede İslâmî uyanışın düşmanlarının çabalarını geçersiz kılarsın ve Allah onların tuzaklarını iptal eder. Allah, iman eden erkeklere ve kadınlara kendisine taat yolunda sebat versin. Allah Azze ve Celle ş

7) Örtü Erkeklerin Elbiselerine Benzememelidir

İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kendilerini kadınlara benzeten erkeklere ve kendilerini erkeklere benzeten kadınlara lanet etti.” [1] Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: “Rasulullah aleyhi’s-salatu ve’s-selam kadın elbisesi giyen erkeklere ve erkek elbisesi giyen kadınlara lânet etti.” [2] Huzeyl kabilesinden birinden: “Abdullah b. Amr b. As radıyallahu anhuma’yı gördüm. Evi mahallede, mescidi Harem’de idi. Ben onun yanında iken Ebu Cehil’in kızı Umm Said’i gördü. Bir yay takmış, erkek gibi yürüyordu. Abdullah: “Bu kim?” dedi. Ben de: “O Ebu Cehil’in kızı Umm Said’dir” dedim. Dedi ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Kadınlara benzemeye çalışan erkekler ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlar bizden değildir.” [3] Abdullah b. Amr b. el-Âs radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Kadınlara benzemeye çalışan erkekler ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlar bizd

6) Örtü Kafirlerin Elbiselerine Benzememelidir

İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyametin önünde, kılıçla gönderildim ki hiçbir şey ortak koşulmadan yalnızca Allah’a ibadet edilsin. Rızkım mızrağımın gölgesi altında kılındı. Emrime muhalefet edenlere zillet ve küçüklük yazıldı. Kim kendini bir kavme benzetirse onlardandır.” [1] [1] Sahih. Ahmed (2/50, 92) Ebu Davud (4031) İbn Ebi Şeybe (4/212) Taberani Musnedu’ş-Şamiyyin (216) Tahavi Muşkilu’l-Asar (231) Ahmed b. Hazlem, Hadisu’l-Evzai (s.31 no:30)) Abd b. Humeyd (848). El-Elbani, el-İrva (1269) 

5) Örtüye Güzel Koku Sürülmemelidir

Ebu Musa radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir kadın koku sürünür de dışarı çıkarsa ve erkekler de bu kokuyu duyarsa o kadın zina etmiştir. Her göz de zina edicidir.” [1] Zeyneb es-Sekafiye radıyallahu anha’nın rivayet ettiği hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurur ki; “Siz kadınlardan biriniz, mescide geldiği zaman koku sürünmesin.” [2] Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Herhangi bir kadın üzerine koku sürünmüşse bizimle yatsı namazına da gelmesin.” [3] Osman b. Abdillah b. Suraka, annesi (Zeyneb bt. Ömer b. El-Hattab)’dan, o da Hafsa radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Şüphesiz kokulanmak, sadece yatak içindir.” [4] [1] Sahih. İbn Huzeyme (1681) İbn Hibbân (10/270) Müslim (salat,143) Ahmed (4/400, 413, 418) Hakim (2/396) Ebu Davud (4173) Tirmizi (2786) Nesâî Sunenu'l-Kubrâ (9558) Darimi (2649) Deylemi (6133) B

4) Örtü Dar Olmayıp Bol ve Geniş Olmalı, Vücudun Hacmini Belli Etmemelidir

Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan gelen hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Ahir zamanda ümmetimden, deve semerine benzer bineklere binen adamlar olacak, mescit kapılarında inecekler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar. Saçları deve hörgücü gibi kabarıktır. Onlar lanetlidir. Eğer sizden sonra başka ümmetler gelmiş olsaydı sizin kadınlarınız onların kadınlarına hizmetçi olurdu, aynı sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettiği gibi.” [1] Ebu Şakra radıyallahu anh'den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Başlarını deve (bir rivayette sığır) hörgücü gibi yapan kadınları gördüğünüzde onlara hiçbir namazlarının kabul olmayacağını bildiriniz.” [2] [1] Sahih ligayrihi. Ahmed (2/223 Hadis no: 7083) İbn Hibban (13/64) Hâkim (4/483) Taberani (13/63) [2] Zayıf. Ebu Nuaym Marife (6860) Taberani (22/370) Bezzar, Keşfu’l-Estar (3015) İbn Hacer el-İsabe (7/206) Camiu’s-Sagir (644) Dumeyri Hayatu’l-H

3) Örtü Şeffaf ve İnce Olmamalı, Altındakini Hiçbir Şekilde Belli Etmemelidir

Usame b. Zeyd radıyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana Kıptî dokumalarından dar bir rida veya elbise giydirdi. Ben de onu hanımıma giydirdim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana: “Neden Kıptî kumaşından elbiseyi giymedin?” dedi. Ben de: “Ey Allah’ın rasulü! Onu hanımıma giydirdim” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: “Ona emret de o elbisenin altına kalın bir şey daha giysin. Onun kemiklerin hacmini belli etmesinden korkarım.” [1] Ömer radıyallahu anh şöyle derdi: “Kadınlarınıza kıptî kumaşından giydirmeyin. Zira o şeffaf ve dardır.” [2] El-Munzir b. ez-Zubeyr rahimehullah, Irak’tan geldiğinde Esma bt. Ebi Bekr radıyallahu anha’nın gözleri kör olmasından sonra, ona ince bir elbise gönderdi. Esma radıyallahu anha o elbiseye eliyle dokundu, sonra şöyle dedi: “Öf! Bunu ona geri verin!” Bu iade el-Munzir’e ağır geldi ve: “Ey anacığım! O şeffaf değildir” dedi. Esma radıyallahu anh: “Şeffaf olmasa da vücudu belli

2) Örtünün Kendisi Bir Süs Unsuru Olmamalıdır

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Vakarla evinizde oturun. Önceki Cahiliye kadınlarının kırıla döküle, süslerini göstererek (teberrüc) yürüyüşleri gibi yürümeyin." (Ahzab 33) Ayette geçen teberrüc kelimesi; Zemahşeri'ye göre; "Genelde; gizlenmesi gereken şeyleri açmada çaba sarf etme, özelde ise; kadınların ziynetlerini ve güzelliklerini açıp yabancı erkeklere göstermesidir” [1] İmam Suyuti; "Kadının endamlı endamlı yürümesi, başörtüsünü bağlamadan başına atıp kadınların tabii ve yapay güzelliklerini ve çekiciliklerini uygun olmayan yerlerde sergilemeleri, süs ve eylemleriyle kendilerinden yararlanma hakkı olmayanların dikkatini ve ilgilerini çekmeleridir" der. [2] Alusi der ki; “Bana göre zamanımızda zengin kadınların evlerinden çıkarken üstlük olarak örtündükleri örtüler de yabancıya gösterilmemesi gereken ziynet kabilindendir. Çünkü bunlar ipekten, rengârenk, gözleri kamaştıran altın ve gümüş işlemeli, çekici giysilerdir. Sanıyorum erkeklerin kar

1) Örtü Kadının Bütün Vücudunu Örtücü Olmalıdır

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Mü'min kadınlara da söyle: Onlar da gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Kendiliğinden görünenler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine indirsinler…” (Nur 31) “Ey Nebî! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış örtülerini üzerlerinden salmalarını söyle.” (Ahzab 59) Muhammed b. Sîrîn rahimehullah dedi ki: "Ben, Ubeyde es-Selmâni radıyallahu anh’e bu âyetten (Ahzab 59. Ayetinin manası hakkında) sordum. Ubeyde ridasını giydi, onu peçe yaparak burnunu ve sol gözünü örttü, sağ gözünü açık bıraktı. Ridasını üzerinden kaş üzerine yakın gelecek şekilde saldı." [1] Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Allah, müminlerin kadınlarına, bir ihtiyaçları için evlerinden çıktıklarında, başlarının üzerinden örtecekleri örtüleriyle yüzlerini örtmelerini ve sadece bir gözlerini açmalarını emretmektedir.” [2] [1] Sahih mevkûf. Taberi (19/181) İbn Ebi Hatim (10/3

Bakışları Koruma Emri

Ebu Said el-Hudrî radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Erkek, erkeğin avretine bakmasın. Kadın da kadının avretine bakmasın. Erkek, başka bir erkekle aynı örtü altına girmesin. Kadın da başka bir kadınla aynı örtü altına girmesin.” [1] el-A’la b. Ziyad rahimehullah der ki; “Şöyle denilirdi: “Kadının elbisesinin güzelliğine bakmaya devam etme! Zira bakış kalpte şehvete sebep olur” [2] Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.” (Gâfir 19) İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan: “Hain bakıştan kasıt, bir kadına baktığın zaman ona hıyanet edip etmeyeceğindir. Kalplerin gizlediğinden kasıt da imkân olduğu zaman onunla zina edip etmeyeceğidir.” [3] Allah Teâla şöyle buyurur: “Bazılarınızı bazınıza fitne kıldık. Sabretmez misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görendir” (Furkan 20) İbn Receb el-Hanbelî rahimehullah der ki: “Allah kadını erkeklere, erkeği de kadınlara fitne kılmıştır.” Birbiriniz

Teberrüc Yayılan Bir Kötülüktür

Dinin metinlerini ve tarihi süreci düşünen kimse kesin olarak açılıp saçılmanın kötülüğünü, dine ve dünyaya verdiği zararları görür. Özellikle kadın erkek karışıklığı da buna eklenirse çirkinlikler daha da tehlikeli bir hal alır. Bunun neticesinde açılıp saçılan kadınlar, bakışları kendilerine çekmek için haram olan süslenme konusunda yarışırlar. Ahlâk ve mallar telef olur, kadın değersiz bir mal haline getirilir… Erkeklerin, özellikle de gençlerin ahlâkları bozulur ve onları haram kılınan çirkinliklere sürükler. Kadınlar ticaret alanlarında reklam malzemesi haline getirilir. Kadın, açılmakla bizzat kendisine kötülük etmiş olur. Zira açılıp saçılmak, şerli ve sefih kimselerin nazarında kadının niyetinin kötülüğüne ve habis bir arzusu bulunduğuna işaret etmektedir. Hastalıkların yayılmasına sebebiyet verir. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bir toplulukta çirkinlikler açığa çıkar ve bununla amel ederlerse mutlaka aralarında tâûn [1] ve daha önce